RSS

3 Kasım 2007 Cumartesi

Kemalizm! Şimdi ve sonuna kadar

Tartışılmaz bir gerçek vardır ki; tarih boyunca kim ki vatanına hainlik yapar, en ağır şekilde cezalandırılır. Geçmişte yaşamış hiçbir toplumda bunun aksini göremezsiniz. Bunun bir örneği de İstiklâl Mahkemeleri’dir. Bu ülke Kurtuluş Savaşı’nda birçok şeye tanık oldu ve birçok badire atlattı; ancak son yıllarda kendilerine aydın diye hitap edilen kesim hiç bu kadar saldırganlaşmamıştı. Aslında içlerinde biriktirdikleri ve kusamadıkları kinlerini AKP iktidarı ile birlikte kusmaya başlayan bu kişileri Kurtuluş Savaşı’nda çok okuduk ve gördük ki bunlar yüzyıllardır aynı kafada olup hiç değişmez fikirlerin sahibidirler. Kalemleri kiralıktır, yeri geldi mi satılık... Özgürlük nidaları atarlar; ancak başkalarının boyunduruğu altında yaşamaya alıştıkları için asla özgürlük kavramının tam bağımsızlık olduğunu bilemezler. Belki de birçoğunun dedeleri İstiklâl Mahkemeleri’nce vatan hainliği suçu ile suçlu bulunup idam edildiği için bu ülkeye kin kusmaya devam ediyorlardır kimbilir!

Özgürlükler adı altında ırkları yumurta gibi birbirine vurmaya çalışan bu kişiler aynı zamanda meydanlara çıkıp ortak yaşam için insanlara çağrıda bulunuyorlar; ancak o çok kültürlü ülkemizde gelin görün ki, tek bir kültür için savaşım veriyorlar: “Kürtlere özgürlük!”

Halbuki ülke tarihimizde hiç bu kadar özgür olmamıştı Kürtler; şu anda altın çağlarını yaşıyorlar. Bakmayın siz onların ağlayıp sızladıklarına... Şu anda ülkenin her kademesindeler; bürokraside, iş hayatında, siyasette, mafyada, ihale kovalamacada... Yüzyıllardır yapamadıkları ve kavuşamadıkları refaha kavuştular; şu anda “Kürtçülüğün ilericilik, Türkçülüğün gericilik” olduğu bir ortamın içerisindeyiz. Artık her Türk vatandaşının rahatça “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyemediği ve rahatça Kemalizmi savunamadığı bir ortam içerisinde saldırganlaşan sözde aydınlar ellerine geçirdikleri gazetelerin köşelerinde vatan satıcılığı yapmaya son süratle devam etmektedirler. Bu vatan hainleri Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan o büyük zaferleri yıllardır içlerine sindirememenin verdiği hınç ve kin ile kalemlerini oynatmaktadırlar. Hepsi de koyu birer Kürtçüdürler; asla Kürtlere yan baktırmazlar ve asla Kürtler hakkında kötü şeyler yazmazlar. İçlerinde “ATAKÜRT” adlı bir yazı ile karşılaştırmalar yaparak aşağılık bir tavır takınan Ahmet Altan’lar, AKP hayranları Murat Belge’ler, Cengiz Çandar’lar, Elif Şafak’lar, Baskın Oran’lar, Orhan Pamuk’lar ve daha isimlerini sayamayacağımız nice Kürtçü faşizanlar var ki; bu insanlar zamanı geldiğinde yaptıkları şeylerin hesabını İstiklâl Mahkemeleri’nde olduğu gibi teker teker vereceklerdir.

Bu ülkede yaşayan hiçbir aydının egemen ve emperyalist güçler arkasına sığınarak siyaset yapma hakkı ve hukuku yoktur, olamaz. Bugün ülkemizin içerisinde bulunduğu durum çok vahim olmakla birlikte sadece ülkemizin üzerinde kötü emelleri olan yabancı güçlerle değil, içimizdeki sayıları oldukça fazla olan ve her alanda mevcut faliyetlerini sürdüren ikinci cumhuriyetçilerle, Kürtçü faşizan ve Şeriat yanlısı güçlerle üç cephede savaşım vermek zorundayız.

Bu ülkede Kemalizm her zaman bölücü ve yıkıcı akımları tek başına durdurmaya yeten bir ideoloji olmuştur; çünkü Kemalizm hiçbir zaman bölücü ve yıkıcı akımların güçlenmesine izin vermeyen bir DNA’ya sahiptir. Ancak ne zaman ki ülkemizde Kemalizm ve Atatürk ilkelerinden uzaklaşmaya başlanmıştır, işte o zaman bu akımlar güçlenmeye ve çoğunluğa hükmetmeye başlamıştır.

Kendilerine İkinci Cumhuriyetçiler diyen kişiler de biliyorlar ki, Kemalizm ve Atatürk onlar için yolun sonudur. Son zamanlarda iktidarın verdiği güvence ile bütün güçleriyle saldırılarını artırmaktadırlar; gazeteleri, dergileri, Kürtçüleri, tarikatları ve vakıflarıyla, sözde demokrasi söylemleriyle, askerleri küçümseyici tavırlarıyla ülkenin her alanına yayılmaya çalışmaktadırlar. Ancak şu bilinmelidir ki, bazen gerçekler çürüktür, bazı düşünceler taraftar toplayamaz; çünkü hiçbir düşünce alt yapısı sağlam olmadan uzun yıllar yaşatılamaz. Kemalizm o kadar güçlü temeller üzerinde kurulmuştur ki, yıllardır dışarıdan ve içeriden yapılan saldırılara karşı hiçbir zaman hiçbir şekilde yıkılamamış ve zayıflatılamamıştır.

Bu ülkede yaşayan sözde aydınlar ve sözde demokrasi yanlıları!

İktidarı fırsat bilip her türlü hakarete maruz bıraktığınız Türk Milleti en sağlam temeller üzerinde kurulmuştur; bu en sağlam temeller ise Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun biz ülke insanlarına bıraktığı eserleridir. Bu eserleri yıkmak isteyen harici ve dahili bedhahlar olacaktır; ancak hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaklardır!

0 yorum: